İçimiz kan ağlıyor. Her depremin sonunda ağıt yakmaya devam ediyoruz. Arkadaşım Çetin Düzce, yayınladığı bir makalede "deprem değil iktidar öldürüyor" diye yazmış.

İçimiz kan ağlıyor. Her depremin sonunda ağıt yakmaya devam ediyoruz. Arkadaşım Çetin Düzce, yayınladığı bir makalede "deprem değil iktidar öldürüyor" diye yazmış. Tam da buna dönüştü. Evet! Deprem değil, çürük yapılar insanlarımızı öldürüyor ancak siz, çürük binaları çoğaltırsanız, yapılmasına izin verirseniz, yaptıklarınızla insanları öldürmüş oluyorsunuz. Şu soruları başta iktidara, siyasetçilere ve yerel iktidarlara sormak istiyorum:
● Yollar kapalıydı, havaalanları faaliyet dışı olmuştu, hastaneler, okullar yıkıldı. Bunlar çok yeni yapılardı. Nasıl yıkılyor? Bunları yapanların isimleri belli, yaptıran bakanlıklar ve bağlı kurumlar belli, kontrolleri belli. Ancak gözaltı işlemi şu ana kadar bir iki kişiye yapıldı. Bu ahlaksızlar kaçabilirler. Savcılıklar harekete geçirilerek neden elektronik kelepçe takılmıyor? Neden görevlerinden istifa etmiyorlar? Ve yaptıranlar hala kahraman edasıyla neden geziyor?
● Yine yıkılan özel yapılmış binalar yerle bir....Devlet niye bu kadar rahat? Neden yıkılan binaların sorumlularına elektronik kelepçe takmıyor? Bu binalar hangi belediye başkanı döneminde yapılmışsa neden işlem yapılmıyor?
● Biz, neden her depremin sonunda sırf ağıt yakıyoruz? Yaklaşık yüz yıl oldu, binalarımızı, neden depreme dirençli hale getiremedik?
● Deprem sonrası yardım önemli ancak biz hep deprem sonrası sadece yardım yarışına mı gireceğiz? Bu yardımları hepimiz yapıyoruz. Binalarımız, insanların korkusuzca yaşayacağı mekanlara, neden dönüştürülemiyor?
● Önüne gelen herkes, inşaat firması kuramamalı, neden diyilemedi?
● Halka; deprem esnasında veya sonrasında bilimsel bilgiler neden yeterince verilemedi?
● Devlet kurumlarının koordinasyonu neden kurumsallaştırılamıyor?
● Merkezi idarelerle, yerel idareler tüm afetlere karşı neden entegre edilemediği gibi çalışmaları engelleniyor?
● Yine vatandaş ve sivil toplumun dayanışması neden engelleniyor?
● Uluslararası dayanışmayı tüm kurumlar neden sağlayamıyor?
● Yapıların röntgenleri büyük ölçüde çekildi. Neden gereği yapılamıyor?
● Her yerleşim birimi (oluşmuş ya da oluşmaya devam eden) oluşturulurken neden faylar dikkate alınmadan gerçekleştirildi?
● Faylara ve üreteceği depremlere göre;
a- Arazi seçimi, neden yapılamadı?
b- Zemin etütleri neden doğru düzgün yapılamıyor?
c- Zemin etütlerine göre projeleri neden hazırlanmıyor?
d- Denetim firmaları, meslek odalarına neden denetletilemiyor?
e- Yine proje denetimi meslek odalarına neden yaptırılmıyor?
● Merkezi ve yerel kurumlarla birlikte ve bütüncül projelerle neden kentsel dönüşüm gerçekleştirilemiyor?
● Binaların ömrünü uzatma tedbirleri, neden düşünülmedi ve düşünülmüyor?
● Depremden sonra ilk iki gün daha organize kurumların, örneğin: Ordu, itfaye, maden işçileri gibi kurum mensupları, neden seferber edilmedi?
Sorular, sorular, sorular; deli gibi sorular, aklımda bomba gibi, patlayıp, patlayıp duruyor!
Ey iktidar! Ey Siyasetçiler! Ey Türkiye! Bu görüntüler, ne zaman bitecek?
コメント